AHMET ANDİÇEN KİMDİR?
Ahmet Andiçen, vatan sevgisiyle dolu, ülkesine hizmet için ant içmiş yüce bir insandır. “Soyadı Kanunu”ndan sonra Atatürk kendisini vatanına hizmet etmek için ant imiş bir kişi olarak gördüğünden Ona “ANDİÇEN” soyadını vermiştir.
Andiçen 8 Şubat 1908’de Yugoslavya’nın Saraybosna kentinde dünyaya geldi. Üstün müzik yeteneği olan Andiçen, “Askeri Mızıka Okulu”na girmiş ve çok geçmeden “ Zagrep Müzik Akademisi”ne kabul edilmiştir. Burayı bitirdikten sonra “ Prag Akademisi”nin özel çağrısıyla oraya geçmiş, 1928 yılında “yüksek virtüöz” olarak mezun olmuştur. Yugoslavya’da birçok orkestrada görev yaptıktan sonra 1930 yılında Kral Aleksandre’nin maiyetine alınmış ve 1934 yılına kadar saray orkestrasında şef yardımcısı olarak çalışmıştır.
Andiçen 8 Şubat 1908’de Yugoslavya’nın Saraybosna kentinde dünyaya geldi. Üstün müzik yeteneği olan Andiçen, “Askeri Mızıka Okulu”na girmiş ve çok geçmeden “ Zagrep Müzik Akademisi”ne kabul edilmiştir. Burayı bitirdikten sonra “ Prag Akademisi”nin özel çağrısıyla oraya geçmiş, 1928 yılında “yüksek virtüöz” olarak mezun olmuştur. Yugoslavya’da birçok orkestrada görev yaptıktan sonra 1930 yılında Kral Aleksandre’nin maiyetine alınmış ve 1934 yılına kadar saray orkestrasında şef yardımcısı olarak çalışmıştır.
Türkiye’ye bağlı ve Atatürk hayranı olan Andiçen “Kemalist” düşüncelerinden ötürü tutuklanmış ve tutukluluğu sürerken Türkiye’nin Yugoslavya Büyükelçisi Ali Haydar Aktay’ın yardımıyla “Genç Kemalist Örgütü” tarafından Türkiye’ye kaçırılmıştır.
Andiçen 1934’ten 1949 yılına kadar Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın isteği üzerine “Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası” ve “Riyaset-i Armoni Mızıkası”nda öğretmenlik yapmış, sağlığının bozulması üzerine emekli olmuştur.
Andiçen bütün ömrünü vatanına hizmetle geçirmiştir. Annesi Nefise Hanım’ın 1937’de yerleştiği 28 haneli bakımsız bir köy olan Sincan, bu günkü konumuna gelmesini ona borçludur.
Sincan Belediye Başkanlığı yapmış olan Andiçen bu görevi yaparken maaş almak istememiş; ancak yasa gereği zorunlu olduğundan, simgesel olarak ayda yalnızca “bir kuruş” maaş almıştır.
Sincan’ın ilk imar planını yapmış ve elektrik getirmiştir. 1952 yılında Sincan’a ilk camii yapan; Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak ve Tandoğan Mahallelerini oluşturan; bugün kendi adını taşıyan ilkokul, ilköğretim okulu, ortaokul ve ticaret lisesi yaptırıp Milli Eğitim Bakanlığına bağışlayan O’dur.
Andiçen’in ülkesine hizmeti Sincan’la sınırlı değildir. Türkiye’de ki ilk Kanser Hastanesi o’nun tarafından yaptırılarak “Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu”na bağlanmıştır.
Eğitimin öneminin bilincinde olan Andiçen birçok okul, üniversite ve güzel sanatlar akademisinde dereceye giren öğrencilere teşvik ödülleri vermiş ve bu, Güzel Sanatlar Akademisi’nde on yedi sene sürmüştür. Ayrıca akademinin Mimar Sinan Üniversitesi olması için Vakıf kurulmasını sağlayan ve vakıf üyesi olarak etkin çalışmalarda bulunmuştur. 1963 yılında “Atatürk Heykeli” kampanyasına katılarak birçok okula Atatürk büstleri yaptırmıştır.
Yurt sevgisi kadar insan sevgisiyle de dolu olan Andiçen, 1957’de hizmete açılan “Kan Bankasının” kurucuları arasındadır ve yaptığı kan bağışlarıyla Türkiye ve hatta dünya rekortmeni unvanını korumaktadır. ( 186 şişe kan vermiştir.)
Çünkü Andiçen’in inançlarına göre; “ Varlığın zekâtı paradır; Sağlığın zekatı kandır, İnsanlığa en büyük hizmet kan vermektir.
Yaşamı boyunca Deniz, Hava ve Kara Kuvvetleri başta olmak üzere pek çok kuruluşa bağışlar yapmıştır. Evli ve altı çocuk babası olan Andiçen; vatan ve insan sevgisiyle dolu, çalışkan, zeki, girişimci, yardımsever ve onurlu bir insandır.
Ahmet Andiçen 01.10.1991 tarihinde soyadına layık olmanın huzuru içinde aramızdan ayrılmıştır.
Bugün Ahmet Andiçen’in çocukları, babalarının izinden giderek onu yaşatmaktadırlar.
Okulumuzun 1958 yılında Başbakan Adnan Menderes tarafından açılışı...
|